5.
Kaymaklı Tavuk Göğsü adlı metin hikaye geleneği, Ne içindeyim zamanın
adlı metin ise şiir geleneği etrafında yazılmıştır.Sanat metinleri
başlı odukları gelenek etrafında, onun ortaya koyduğu ve zamanla tam
biçimini alan teknik kurallar çerçevesinde kaleme alınır. (Sorudaki
"geleneksel unsurlar" ifadesi edbiyat geleneği yerine toplumsal adet ve
gelenekler gibi hatalı bir anlamın doğmasına sebeb olmaktadır.)
6.
Dille gerçekleştirilen sanatlar ile ses, renk, çizgi, hareketler ve
taşla gerçekleştirilen sanatlar arasında iyi, güzel ve faydalı olanın
farklı araçlarla anlatılması söz konusudur.
Sanat
metinleri yan anlam bakımından zengin, çağrışım gücü yüksek
metinlerdir.Sanat metinlerinin okuyucu üzerindeki etkisi, okuyucunun
bilgi, kültür, zevk, anlayış ve ruhi durumlarına göre değişir.
Sanat metinleri, sanatçı ile okuyucu arasındaki iletişim aracıdır.
Bilimsel,
düşünsel ve dinsel metinler kurallaştırılmış bir yargı, bir gerçek ve
öğretici bir içerikte iken sanat metinlerinin iletisi estetik bir
duyuşun yansıtılmasıdır. Bu da insanoğlunun duyuş, algılayış ve hayal
gücünün insanlığa yapacağı katkının ne kadar fazla olduğunun
göstergesidir.
Dille gerçekleştirilen sanat etkinlikleri
a) Anlatmaya bağlı Türler: Masal, fıkra, deneme, hikaye, fabl, eleştiri, biyografi, roman
b) Göstermete bağlı türler: Tiyatro
c) Kendini coşkuyla ifade etmeye bağlı türler: Şiir
Anı(hatıra) örneği:
BEN ATATÜRK'ÜN ARKADAŞIYIM
"Ben
1920 yılında Ankara'da doğdum bütün çocukluğumda bu kentte geçti.
Atatürk'te benim doğduğum yıllarda Ankara'ya gelmişti. Biz çocukluktan
çıkmaya çabalar, büyürken, Atatürk'te büyüyordu.Atatürk'ü tanıdığımda
sanıyorum ki 7-8 yaşlarındaydım. İstasyondan Samanpazarı'na çıkan
yokuşun ortalarında, o zamanlar, Türk Ocağı denilen mermer, görkemli
bir yapı yükseliyordu.
O günlerin Ankara'sında Atatürk hemen, hemen
haftanın birkaç gününde gelir, bu yapının yükselişi ile ilgilenirdi.
Evimiz denizciler caddesinde olduğundan, benim yaşımdaki çocuklarda
gider, bu yapının kırık mermerlerinden birer parça alır, gazoz kapağı
oynardık. Bu oyun gazoz kapaklarını bir çemberin içine dizmek ve oradan
bir mermerle dışarı çıkarmak biçiminde oynanırdı.
Mermer
kırıklarını almaya gittiğimizde çoğu zaman Atatürk'ü görürdük.
Otomobilin çevresinde motosikletli polisleri, arabalara binmiş
yakınları ile Atatürk'ün gelişi her zaman belli olurdu. Benim
yaşımdaki, mermer almaya gelmiş çocuklarda yani bizlerde tek sıra
dizilir, Atatürk'ün önümüzden geçmesini beklerdik. Bizi böyle
askermişçesine tek sıralı dizilmiş gören Atatürk'te önümüzden geçerdi.
Artık
öyle olmuştu ki biz de Atatürk de birbirimizin tanışı olmuştuk. Bazen
önümüzden geçerken kimimizin yanağından sıkar, saçını okşar, kimimizin
adını sorardı. Bu tanışıklık,Türk Ocağı'nın yapımına kadar aylarca
yıllarca sürdü.Öyle olmuştu ki, Atatürk çoğumuzun adını unutmayacak
kadar bizleri tanımıştı.Tek sıra olduğumuzda, " Nasılsın Mehmet?
Nasılsın Ahmet? Sınıfını geçtin mi? Kuş palazı olduğunu duymuştum
iyileştin mi? " gibi sorular soracak kadar bizleri tanır olmuştu.
İlkokulu
bitirdik, ortaya başladık. O zaman Ankara'da bir ortaokulla bir lise
vardı, ikisi de bir arada öğrenim yapardı.Atatürk Çankaya'da sıkıldığı
zamanlar okulumuza gelir, bazı sınavlara girerdi. Sınavlarda sorular
sorardı. Lisede, sorulan sorulara iyi yanıt verenleri Avrupa'ya okumaya
yolladığını duyardık. Bunları duydukça da, "Ah, Atatürk bizim
sınavımıza da girse bizde sorulara yanıt versek bizi de Avrupa'ya
gönderse....." diye özenirdik.
Benim sınavlarıma girmedi. Başka arkadaşlarımın sınavlarına girdiğini biliyorum. İçlerinde Avrupa'ya gidenler de oldu.
Biraz
daha büyüdük, izci olarak Atatürk'ün önünden Cumhuriyet bayramlarında
geçtik. 19 Mayıs törenlerinde önünde jimnastik gösterileri yaptık. Adı
sonradan Türk Ocağı'ndan Halk Evi'ne çevrilen yapıda verilen öğrenci
temsillerinde oyunlar oynadık. Bizleri de hep gördü lisenin son
sınıfında idim. Bir öğleye doğru idi. Dersten çıkıp bahçede oynarken
Halk Evi'nin tepesindeki bayrağın yarıya indirilmiş olduğunu gördük.
Okulu, öğretmenleri , yöneticileri bir hüzün kaplamıştı. "Ne oluyor?"
dememize kalmadı. Atatürk'ün öldüğü, bayrağın onun için yarıya
çekildiği kara haberi kulaktan kulağa dolaştı. Öğretmenlerimiz ne
yapacaklarını, bize ne diyeceklerini şaşırmışlardı.
"Hadi, bu gün okul kapalı..." dediler. Evlerimize gittik.
Atatürk'ün İstanbul'da öldüğü haberi bütün kente yayılmıştı. O zamanlar Ankara Atatürk demekti. Ankara başımıza çöker gibi oldu.
" O benim arkadaşımdı...." diye hıçkıra, hıçkıra ağlamıştım. Büyükler, " Nereden arkadaşın oluyor? " diye sorduklarında:
" Mermer alırken, hep bizi sever okşardı. " diyordum. Bundan olacak, Atatürk'e hep çocukluk arkadaşım gözüyle bakmışımdır.
Onun yüceliğini aradan çok yıllar geçtikten sonra daha iyi anlıyorum. Ama anlatabiliyor muyum?...."
10. Etkinlik
Kaymaklı Tavukgöğsü adlı metinde herşeyi bilen ve herşeye hakim "ilahi bakış açısına sahip anlatıcı";
Ne içindeyim Zamanın adlı metinde "kahraman anlatıcı";
Realizm(Gerçeklik)
adlı metinde tarafsız bir anlatımla "müşahit anlatıcı" yer almaktadır.
Bu durum metinlerin türlerinin birbirinden farklı olmasından
kaynaklanmaktadır.
11. Etkinlik-
Öğretici metinler: Fıkra, Deneme, Eleştiri, Biyografi
Sanatsal Metinler: Masal, Hikaye, Fabl, Roman, şiir, Tiyatro
12. Etkinlik
İnci
Aral'dan alınan paragrafta yazar, estetik bir kaygı ile sözcükleri bir
araya getiren, bunu yaparken de teknik kurallara uyan, duyuş, ve
zevkini söcüklerle ifade ederek okuyucuya ulaştıran bir kişi olarak
anlatılmaktadır.
13. Etkinlik -
Verilen
şekle göre sanat eseri, yazıldığı dönemin zihniyetini, sanatçısının
algılayışını ve gerçekliğin kurmaca gerçekliğe dönüştürülmesini
barındıran ve buların toplamı olarak ortaya çıkan bir yapıttır.
Toplum bu yönüyle sanatçı ile (o da toplumun bir ferdidir.) sanat eserinden etkilenen bir yapıya sahiptir.
Ölçme Değerlendirme
1. ..... sanat .....
. ...... zihniyet .......
2. D - D
3. Doğru cevap C Seçeneğidir. Çünkü Sanat metinleri, çok anlamlı olmasından dolayı okurun düş gücüne hitap eder.
4. Doğru cevap E seçeneğidir.
5. Doğru cevap C seçeneğidir.Öğretici metinlerin dilinde kesinlik aranırken sanat metinlerinin dilinde kesinlik aranmaz.
Ünite Sonu Ölçme Ve Değerlendirme
1. .... göndergesel .....
2. D - D
3. B
4. C
5. D
6. D
7. D
8. C
9. C
10. A
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder